top of page
defne ergenoglu

Bıkmadan Sıkılmadan: 3 Doors Down

Güncelleme tarihi: 5 Ara 2021



Selam rock/ metal camiası!


Arctic Monkeys biletleri alındı mı? Yok ya, alamadım ben. Okuldan çıktım, çıkmamla tükendiğini öğrendim. Yıkıldım arkadaşlar, toparlarım birazdan.


Son iki haftadır aşırı dinlediğim bir grubu incelemek istedim: 3 Doors Down! Bıkmadan, sıkılmadan saatlerce dinleyebileceğim sayılı gruplardan biri olur kendisi.


Grup isimlerine olan takıntımı Franz Ferdinand’dan biliyoruz, ki bu hikaye de ilk duyduğumda çok ilgimi çekmişti. Grup, başta Brad Arnold (bateri ve vokalist), Matt Roberts (gitar) ve Todd Harrell’dan (bass) oluşuyordu. Turne sırasında Alabama’da bir bina görüyorlar, kapıda da “Doors Down” yazılı, birkaç harfi düşmüş bir kağıt var. O zaman da üç kişi oldukları için başına “3” sayısını ekliyorlar ve 3 Doors Down ismi doğuyor.


1996 yılında kurulan grup, 2000 yılında çıkardıkları ilk stüdyo albümleri “The Better Life” albümüyle ünleniyorlar. Albüm kaydedildiğinde artık grup 4 kişi: Todd Harrell, ritim gitaristi Chris Henderson’dan gruba katılmasını istiyor. Böylece grubun dört üyesi demolarını çıkarıyorlar. CD’lerini yerel bir radyo istasyonuna veriyorlar, ve “Kryptonite”in EP versiyonunun çalınmasından sonra şarkı istek şarkılar listesinde ilk sıraya oturuyor ve 15 hafta orada kalıyor. Ayrıca albüm yılın en çok satan 11.albümü oluyor. Albümü kaydederken Brad Arnold hem vokalde hem de bateride, turneye çıktıklarında Arnold sahnede vokal bölümleri yapabilsin diye baterist Richard Liles’i gruba alıyorlar, Liles 2001’in sonlarına doğru gruptan ayrılıyor.




“The Better Life” grubun en iyi ikinci albümü. “Kryptonite” hala grubun en çok dinlenen şarkısı, “Loser”, “Duck and Run” ve “Be Like That” şarkılarıysa gerçekten inanılmaz. Bir şarkıyı dinlerken sözlere de çok dikkat ederim ben, eğer benim gibiyseniz bu şarkılara bir göz atın; sözler üzerine düşünülmüş. “Kryptonite” şarkısında biraz öz eleştiri var, nakaratta şarkının adı anlam kazanıyor. “Loser”’ın başındaki melodi biraz “Hotel California”yı hatırlatıyor bana. Şarkı kendini kaybetmekle, düşmekle ve dağılmakla ilgili.


Grubun ikinci stüdyo albümü “Away From the Sun” 2002’de çıkıyor ve ikinci ayında platinyum kazanıyor ve dünya çapında dört milyon kopya satıyor. “Rush” adlı grubun gitaristi albümdeki “Dangerous Game” şarkısına eşlik ediyor. Grup, “Away From the Sun” turnesinden sonra baterist Daniel Adair’i gruba dahil ediyor.


2003’te çıkan EP’leri “Another 700 Miles”, Chicago’da canlı çaldıkları şarkıları içeriyor, aynı zamanda Lynyrd Skynyrd’in popüler şarkısı “That Smell”in bir versiyonu da var, ki bence gerçekten dinlenilmesi gerek.


Üçüncü stüdyo albümleri, 2005 çıkışlı “Seventeen Days”de “Let Me Go” ve “Behind Those Eyes” şarkılarının kendi ruhları var, ki albümün bu kadar başarılı olmasının sebeplerinden birinin içerdiği her şarkının bir duygu aşılaması olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca albümde yer alan “Live for Today”, “Landing in London” ve “Here by Me” tekli olarak çıkmıştı. Albümün turnesinde grup Lynyrd Skynyrd’le söyledi, keşke o tarihte bir yaşında olmasaydım da seyirci kitlesine girebilseydim.



Hani “The Better Life”a grubun en iyi ikinci albümü demiştim ya, şimdi bahsedeceğim albüm birinci sırada benim için: “3 Doors Down”. Albümden “Train”, “Citizen/Soldier” ve “Let Me Be Myself” şarkılarını tarif edecek kelime bulamıyorum. Favori şarkım ise “It’s Not My Time”, sakin başlayıp onuncu saniyeden itibaren hayat enerjisi veren bir melodisi var.

Şarkıların sözleriyle de yakından ilgilendiğimi söylemiştim zaten, bu şarkıda ne ararsanız var: söz, müzik, yaratıcılık… full paket yani.


En son 2016 çıkışlı “Us and The Night” albümlerini çıkardılar, ve şimdi yeni teklileriyle özlemimizi bitiriyorlar. Teklinin çıkış tarihi henüz belli değil, ama ismi belli: “Wicked Man”.


”It’s Not My Time”ı dinleyin diye dayatıyorum, buyrun klip:



0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page