Morbid Angel'in eski vokalisti ve basçısı David Vincent'a Altars of Metal'le yaptığı röportajda diskografisinde yapması en zor albüm ve kariyerinde spesifik olarak en zorlayıcı dönem soruldu. Vincent: ''Eh, kayıt açısından muhtemelen [Morbid Angel] Illud [Divinum Insanus] albümü yaptığım en zor şeydi. Evet, çok garip bir dönemdi. Pete'in [Morbid Angel davulcusu] sakatlandığı ve çalamadığı zamanlardı. Yeni bir gitarist ve davulcu ile çalışmıştık ve yazma süreci gerçekten çok garipti-pek alışık olduğum bir şey değildi. Elimde olanlarla yapabileceğimin en iyisini yaptım. Bence albümde gerçekten çok iyi performanslar var. Bazı materyaller çok garipti ama yine de benim işim vokal ve elimdeki malzemeyle yapabileceğimin en iyisini yaptım.'' diyerek cevap verdi.
Kariyerindeki en zorlu dönem konusunda ise şunları dedi: ''1996'da gruptan ayrılırken oldukça mutsuz bir insandım ve ayrılmamın nedenlerinden biri de buydu. Kendimle ilgili bazı şeyleri düzeltmem gerekiyordu ve düzelttim de. Kariyer açısından gerçekten harika bir noktada olsak da, mutsuz olduğunda bu konuda bir şeyler yapmalısın. İyi ki de yapmışım.''
2011 yılında piyasaya sürülen ''Illud Divinum Insanus'', grubun geleneksel death metal sesine endüstriyel ve elektronik öğeler ekleyerek Morbid Angel hayranları arasında tartışma yarattı. Bu albüm, Domination (1995) albümünden bu yana Vincent'ın yer aldığı ilk CD'si oldu.
2017'ye döndüğümüzde Morbid Angel gitaristi Trey Azagthoth albümün bilgisayarla yapılmış ritimleri ve efektleri konusunda özür dilemedi. Müzik dergisi Guitar World'e verdiği röportajda şunları söyledi: ''Bu sadece David ve benim bugünlerde nasıl farklı dünyalarda olduğumuzu gösteriyor. O -elbette- bir sanatçı ve kendi tarzında harika biri ama benim ilgilendiğim şeyden çok farklı olmaya başlamıştı. Bu kafa karıştırıcı bir çabaydı ve bu yüzden kadroyu değiştirdim.''
''Provalar ve kayıt sırasında sonucun kötü olacağını zaten biliyordum.'' diye ekledi. ''Bazıları güzel oldu ama David her zamanki gibi vokallerini çok yüksek yaptı ve ritim gitarlar mikste bastırıldı. Sonra David Los Angeles'a uçtu ve plağın miksini yapan mühendisle bazı vokalleri tamamladı. Görünüşe göre miksin nasıl çıkacağını o etkilemiş. Albümün son mikslerini dinlemeden önce çok daha ağır olacağını düşünmüştüm. Ama hiçbir şey 'Radikult' gibi aptalca bir şarkıyı kurtaramazdı, ki onu görmezden gelmeye çalıştım. O şeyle hiçbir ilgim yoktu.''
Trey ayrıca Vincent'ın aralarında eski Morbid Angel davulcusu Tim Yeung'un da bulunduğu birkaç müzisyenle güçlerini birleştirerek klasik Morbid Angel şarkılarını I Am Morbid çatısı altında seslendirme kararını da yorumladı.
''Bazen sadece gülmek gerekir. Hayatıma devam ediyorum ve David'e her ne yapıyorsa en iyisini diliyorum. Ben ve David geçmişte uzun yıllar boyunca harika şeyler yaptık ve sonra ayrı düştük. Ama şimdi benimle birlikte çalışan ve daha iyi anlaştığım insanlar var. Steve [Tucker, şu anki Morbid Angel basçısı/vokalisti] ile çalışmak harika ve oraya çıkıp yine tüm o lanet, hastalıklı şeyleri yapacağız.''
Morbid Angel'in dokuzuncu stüdyo albümü “Kingdoms Disdained” Aralık 2017'de yayımlandı. Albümde Azagthoth bir kez daha Tucker ile bir araya geldi. Steve daha önce Morbid Angel'in “Formulas Fatal To The Flesh”, “Gateways To Annihilation” ve “Heretic” LP'lerinde bas ve vokalleri üstlenmişti.
Tucker, AntiHero Magazin'e yaptığı açıklamada Azagthoth'la birlikte Kingdoms Disdained'ı kaydederken Illud Divinum Insanus'tan bahsetmediklerini söyledi. ''Son albüm hakkında gerçekten çok fazla konuşmadık.'' dedi. ''Bu gerçekten tartıştığımız bir konu değildi. Ben bunun bir parçası değildim. Oturup son albüm hakkında konuşmak, kız arkadaşınızla oturup onun eski erkek arkadaşı ya da sizin eski kız arkadaşınız hakkında konuşmaya benzer. Bu biraz aptalca.''
2014 yılında AndrewHaug.com'a verdiği bir röportajda Vincent Illud Divinum Insanus'u şu sözlerle savundu: ''Morbid Angel her zaman her şeyi kapsayan bir grup olmuştur. Ve insanlar bizim nasıl çalmamız gerektiğini bildiklerini düşündüklerinde... Kimsenin bizim nasıl çalmamız gerektiğini bizden daha iyi bildiğini sanmıyorum. Bu o kadar da büyük bir sapma değil, çünkü Covenant (1993) albümünde Slovenyalı grup Laibach ile bazı işbirlikleri yaptık. Yani yaptığımız diğer şeylerin yanı sıra bazı elektronik sanatçılarla çalışmak ve bazı ilginç şeyler yapmak bizim için büyük bir değişiklik değil.''
Comments