top of page
Yazarın fotoğrafıAlperen Gürsoy

Evile - The Unknown / Albüm İncelemesi


Taptazecik bir albüm ile karşınızdayım, Evile - The Unknown!


İngiltere’nin 21. yüzyıl thrash metal sahnesinde önemli bir rol oynayan Evile, 6. albümü The Unknown albümünü yayınladı.

 

Albüme dair ilk fikirler, albüm ile aynı ismi taşıyan ve açılış şarkısı olan The Unknown parçasının single olarak yayınlanması ile birlikte oluştu. 2021’de yayınladıkları Hell Unleashed sonrası kendilerini tanımış bulunduğum için, Evile’ın bangır gümbür müzik yapmasına alışkınım. Fakat single yayınlandığında biraz dumur oldum. Çünkü doom metal’e selam çakan bir çalışma olmuş. Şaşırdım. Vardır bir bildikleri dedim. Ol Drake’in röportajını okudum hemen. Röportajdan bahsedeceğiz, ama önce biraz tarih.



Evile’ın kuruluşuna dair okuma yaptığımda Matt Drake ve Ben Carter’ın Metallica’ya olan sevgisi ve tribute grubu olma amacı olduğunu görüyorum. Daha sonra Matt’in kardeşi Ol Drake gruba lead gitar olarak katılıyor. İşler tıkırında giderken Matt Drake, yani grubun vokali ve frontmani, 2020’de gruptan ayrılmayı tercih ediyor. Binaenaleyh, vokal görevini üstlenmek de kardeşi Ol Drake’e kalıyor. Hem lead çalıp hem vokal yapmaya başlıyor Ol. Bu hamleden sonra bir tuhaflık olduğunu söylemek zorundayım, çünkü bazı klasikleri sahnede söylerken Ol Drake’in sesi çatlıyor, Matt’in ulaştığı oktava çıkamıyor.


Matt’in yokluğunda gruba yeni bir ritim gitarist katılıyor, Adam Smith. Hatta 2021’deki Hell Unleashed albümünde grupla birlikte çalışmaya başlamıştı. Adam kardeşim benim için önemli bir figür, çünkü kendisi ile Evile’a katılmadan önce tanışıp iş yapmışlığımız var. Kendi arkadaşları ile kurduğu ve thrash metal yaptığı Riptide grubu vardı, fakat Evile’a transferinden bir süre sonra Riptide projesi durduruldu. Adam’ın Riptide’da çaldığı bu dönemde, 2 adet şarkısının guitar hero notalarını yazmam için kendisiyle iş yapmıştık. Tuhaftır ki freelance iş sitesinde bu ilanı açtıktan sonra ilk işimi Adam Smith’e yapmıştım. Gerçekten müzik yapan birisi ile iş yapmak da beni çok motive etmişti. Şimdi kendisinin geldiği pozisyonu görünce gururlanmamak elde değil. Yolu açık olsun Adam kardeşimin.


Ol Drake’in röportajında bahsettiği bir konu, Adam Smith’e daha çok özgürlük vermiş olmaları. Gerek rifflerin, gerek sözlerin yazılması sürecinde Adam’ın rolü büyük. Fakat alternate picking ile çalmayı seven bu genç kardeşimizin müdahaleleri, Hell Unleashed’de daha çok işe yaramış gibi. Çünkü gerçekten The Unknown albümünün yarısı doom metal / heavy metal tadında. Bundan da röportajda bahsediyor Ol gerçi, daha farklı bir yola girdik gibisinden. Ama kulak duymayınca gönül katlanıyor dedik, aradan süper bir kült şarkı adayı çıkar dedik. 150 bpm’lerde gezinen bir albüm bekleyen birisi için, dondurma kutusunu açıp yaprak sarması bulmuş gibi bir huzursuzluk yaratıyor.


İnternette diğer yorumlara göz attığımda, Metallica’nın tarzına aşırı yakın bir albüm olmakla itham ediliyor. Dürüst olmak gerekirse Metallica diskografisine hakim olmadığım için kıyaslama yapmaktan imtina ediyorum. Fakat Evile’ın Metallica’dan ilham aldığı gizli bir bilgi değil. Yukarıda bahsettiğimiz üzere bir tribute projesi olarak hayata geçmiş.

 

Daha önceki albüm kritik yazılarımda şarkıları tek tek değerlendirmeyi tercih ediyordum ama sanırım bu yazıda bu yöntemden vazgeçeceğim. Daha genel bir bakış açısı sunup yazıyı sonlandırmak istiyorum.


Albümün ilk 4 şarkısı, yani ilk yarısı diyebileceğimiz kadarlık kısmı, thrash metalden ciddi anlamda çok uzak. Enerji depolama beklentisi ile 00:03’de albümü dinlemeye koyulan ben için büyük bir bruh moment yaşandı diyebilirim. Katatonia, Opeth, Anathema gibi, spotify top5’inde alabildiğine türk dinleyicilerin olduğu görülen melankolik metal gruplarını andıran parçalar bunlar. Bu tarz derdo metal sevenler için iyi bir alternatif olabilir.


When Mortal Coils Shed parçası ise artık doom’un da ötesinde, ballad olarak sınıflandırılabilecek bir şarkı. Bana pek hitap etmiyor ne yazık ki. Fakat Nothing Else Matters’dan az biraz daha ağır tonda bir ballad dinlemek isterseniz içeri buyrun.


Albümün 5. şarkısı Sleepless Eyes ile değişim başlıyor. Blast beat aramıza katılıyor, baterist Ben Carter abimiz artık sıkıntıdan duvarlara bakmıyor, gerçekten bateri çalıyor. Adam Smith çok sevdiği alternate picking ile çalma şansına nail oluyor. Fakat bütün bunlar yaşanırken Ol Drake’in sesi hala melodik denebilecek bir çizgide. Kendisi yaklaşık 2 senedir vokal eğitimi aldığını söylemişti bir videoda. Hell Unleashed döneminde şarkı söyledikçe boğazında hatta ses tellerinde yaşadığı sorunları anlatıyordu. Daha yumuşak, daha melodik bir ses aralığı ile kariyerine devam etmek isteyebilir.


Out of Sight da çok farklı bir şey vaat etmeyen bir thrash parçası. At Mirror’s Speech, daha iyi. Bu cümleyi nasıl devam ettireceğimi düşünürken şarkıyı yeniden açtığımda biraz daha beğendim. Breakdown’lu monoton verse kısımları olmasa çok daha fazla sevebilirdim. Bir de solosu var, yoklukta gider.


Reap What You Sow, yayınlanan ikinci single parçaydı. The Unknown ile benzer, az biraz daha hareketli. Bateri ara sıra double kick vuruyor da keyifleniyoruz. Yoksa ‘aga bu olmamış’ diyip geçebilirdim.


Beginning of the End, albümü ilk dinlediğimde en beğendiğim parça olmuştu. Fakat şu anda bu kararımın arkasında duramıyorum. 1 dakikayı aşkın enteresan bir intro, ardından beklenen riffler teşrif ediyor. Verse kısmını en çok beğendiğim şarkı olduğundan eminim. Ama nakarata geldiğimizde işler yine biraz tırto hale geliyor. Bass gitar diğer enstrümanlardan daha çok manevra yapıyor. Bilmiyorum, kafamı karıştırdı bu şarkı. Intro ve nakarat böyle olmasaydı şarkının yılmaz savunucusu olurdum.


Albümün kapanış şarkısı Balance of Time bir şeyler vaat ediyor. Hell Unleashed albümündeki Hell Unleashed şarkısında en yakın çalışma bu olmuş. O da yani olduğu kadar tabi. Tempo yüksek, vokalin pek alakası yok. Ama elimizdeki en iyisi ne yazık ki bu, bağrımıza basacağız, kabulleneceğiz, bu şarkıyı seveceğiz. Son şarkının son 30 saniyesinde tuhaf bir akustik sound giriyor, bu manasız hareketin sebebini bir gün anlayabilirim umarım.

 

Özet ve kapanış, Katatonia, Opeth, Anathema tarzı doom / gothic / melankolik metal seviyorsan, ilk 4 şarkı tam senlik. Ortalama thrash metal dinleyeyim diyorsan, kalan 6 şarkı senlik. Öfke patlaması yaşamak, dinlerken duvarları yumruklamak istiyorum diyorsan, hiç bulaşma güzel kardeşim, bu albüm senlik değil.


Gelecekteki Evile’dan daha az deneysel çalışma, daha çok agresyon bekliyorum. Bir miktar hayal kırıklığım ile yazıyı noktalıyorum. Keyifli dinlemeler.




0 yorum

Comments


bottom of page