28 yıldır hardcore müziğe yön veren Hatebreed’in, kendilerinden önce hardcore metal tarzına ve grubun müzik tarzına büyük ölçüde katkıda bulunan gruplara saygı niteliğindeki cover albümü For The Lions. Grubun 5. stüdyo albümü olarak 2009’da yayınlandı.
Albümde coverlanan şarkıların tamamı 2000 öncesine denk geliyor, zaten Hatebreed’in 1994’de kurulduğunu ve 1997’de ilk stüdyo albümünü kaydettiğini düşünürsek, kendilerini etki altına alan gruplara yer vermek istedikleri aşikâr. Albümde birçok tanınmış thrash metal, hardcore punk, crossover thrash, heavy metal gibi tarzlarda müzik yapan grupların parçaları coverlanmış ve vokalist Jamey Jasta’nın yarı brutal vokali sağ olsun çok daha agresif bir havaya bürünmüş. Hatebreed’in tarzını seven fakat “yahu hep aynı breakdown” diye hayıflanan herkesin kulak vermesi gereken, hardcore metal müzikte bir kilometre taşı olarak görülebilecek kıymetli bir albüm. Şarkıları coverlanan 18 grup sırasıyla Slayer, Suicidal Tendencies, Metallica, Misfits, Madball, Black Flag, Crowbar, Agnostic Front, Obituary, Cro-Mags, Sepultura, Bad Brains, D.R.I (Dirty Rotten Imbeciles), Sick of It All, Negative Approach, Merauder, Judge, Subzero.
Açılış parçası olarak bizleri, Slayer’ın bir tık retro kalan sounduna günümüz teknolojisiyle daha kaliteli bir yorum katarak, bangır gümbür bir thrash metal parçası ortaya koydukları Ghost of War parçası karşılıyor. Pek fazla solo atmakla arası olmayan Wayne Lozinak, hiç de fena olmayan bir solo performansı sergiliyor. Üstelik grubun 2021 turnesindeki setlistlerde bu cover parçaya da yer verildi. Wayne Lozinak’ı canlıda solo atarken izlemek benim için hep bir neşe kaynağı olmuştur.
Uçsuz bucaksız bir genre denizinde, kendilerine tek bir tarzı yakıştırmayan, müziğin bir füzyon olduğunu düşünerek tarz duvarlarını kıran Hatebreed, benzer biçimde punk / hardcore punk / thrash arasındaki duvarı da kırarak crossover thrash tarzını benimseyen Suicidal Tendencies’den de bir parça almayı ihmal etmemiş. Suicidal Maniac parçasını layıkıyla icra ederken şarkıdaki punk havayı da korumuşlar.
Metallica üyelerinin kendilerinin nefret ettiği bir parçayı Hatebreed albümlerine dahil etmeye karar vermiş. Üstelik James Hetfield’in açık açık “Escape’i canlı sahnede çalmak en kötü kabuslarımdan biriydi” dediği şarkıdan bahsediyoruz. Tuhaf bir seçim, ayrıca Hatebreed’in tarzına da pek uygun olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Benim için son derece kıymetli olan Hatebreeders isimli şarkı albümün 4. şarkısı olarak karşımıza çıkıyor. Kişisel blogunda grubun isim kaynağı olarak Misfits’e ait bu şarkının ismi olduğunu söyleyen Jamey Jasta, Glenn Danzig’e kıyasla çok daha agresif bir vokalle parçanın isyankâr havasını perçinlemiş. “They bred the hate right in your fucking bones” hayatımda duyduğum en çarpıcı cümlelerden birisi olmakla birlikte, grubun gerçekten kuruluş hikayesine dair fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Teşekkürler Danzig, teşekkürler Misfits.
NYHC, yani New York Hardcore müziğinin temsilcileri Madball, Agnostic Front, Cro-Mags, Sick Of It All, Merauder, Judge, Subzero gruplarından da birer cover şarkısına yer verilmiş. Hardcore Punk tarzının Hatebreed üzerinde ne kadar büyük bir etkiye sahip olduğuna dair güçlü bir fikir veriyor bu kadar çok NYHC grubunun cover albümünde onurlandırılması. Alıştığımız oranda beatdown içermeyen bu şarkılar, Hatebreed tarafından layıkıyla coverlanmış ve serseri mayın enerjisini açığa çıkarmış.
Coverlanan en eski şarkı, Black Flag’den Thirsty and Miserable. 2002 senesinde Lemmy Kilmister tarafından da coverlanan bu şarkı, tahmin edileceği üzere Jasta’nın agresif tarzı sayesinde hayata karşı daha güçlü bir isyana sürükleyebiliyor dinleyenleri.
Crowbar’ın All I Had I Gave parçası aslında biraz önem taşıyor. Sludge metal tarzında ikinci bir parçasına denk gelemeyeceğimiz Hatebreed, belki de tarzdan ziyade Kirk Windstein’ın müzisyenliğinden etkilenmiş. Çünkü Hatebreed vokali Jamey Jasta ve hem Crowbar hem Down’da gitar çalan Kirk Windstein, For The Lions’dan çok daha önceye dayanan bir ahbaplık kurmuş ve hatta ortak bir müzik projesi başlatmışlardı. 2008 ve 2010’da albüm yayınlayan grubun ismi ise Kingdom of Sorrow. Sludge metal ile hardcore punk’ın birleşimi olan bu projenin de sevenleri az değil.
Son 4 yıldır alarm müziğim olan I’m In Pain parçası Obituary’den ödünç alınmış. Diğer bir death metal grubu Sepultura’dan da Refuse/Resist parçasına yer verilmiş. Sanırım Jasta’nın agresiflik konusunda daha altta kaldığı tek şarkı da bu.
Albümün genel havası, eski ve kıymetli bazı şarkıları, günümüz teknolojisi ve Hatebreed’in patlayıcı enerjisi ile yeniden yaratmak şeklinde özetlenebilir. Yayınlandığı tarihte pek bir infial yaratmamış olsa da, hardcore müzik tarihi için eşsiz bir eser niteliğinde. Son birkaç yıldır, ikinci bir cover albümü kaydetme fikri de Jamey Jasta’nın hep dile getirdiği bir gerçek zaten. Şu sıralar hem Anthrax & Black Label Society için opener oldukları, hem de 20 Years of Perseverance adıyla duyurdukları yaz konserleri turnesiyle ve solo projesi ile uğraşan Jasta, sene bitmeden bir sürpriz yapabilir diye umut edelim.
Albümü spotify'dan dinlemek için
Comentários