top of page

Mikael Åkerfeldt ile Opeth'in Müzikal Evrimi Üzerine

  • Yazarın fotoğrafı: Orhun Kaan Kahraman
    Orhun Kaan Kahraman
  • 5 gün önce
  • 2 dakikada okunur
Köklerimize bağlı kalmak gibi bir inancım yok.

İsveçli progresif metal devi Opeth’in vokalisti ve gitaristi Mikael Åkerfeldt, Brezilya merkezli Monsters Of Rock TV’ye verdiği yeni röportajda grubun müzikal evrimi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Åkerfeldt, her albümde ses ve bestecilik anlamında yeni seviyelere ulaşan Opeth’in, geçmişine bağlı kalma zorunluluğu hissetmediğini açıkça dile getirdi.

“Dürüst olmak gerekirse, kökenlerimize fazla kafa yormuyorum.” diyen Åkerfeldt, sözlerine şöyle devam etti: “Onlar zaten orada, istesem de istemesem de. Dolayısıyla özellikle düşünmem gereken bir şey değil. Bazı hayranlarımız bu fikre karşı çıkıp köklerimizi terk ettiğimizi söyleyebilir. Bu bir noktaya kadar doğru da olabilir ama bizim müziğimizin özü hiçbir zaman belirli bir türe ya da yöne bağlı kalmak değildi. Hep gelişmek fikri vardı.”

Grubun ilk yıllarına dair anılarını paylaşan müzisyen, daha ilk albüm döneminde bile sınırları zorlamak istediklerini belirtti: “Daha ilk albümümüzü yaparken 19 yaşındaydım. Death metale merak sarmıştım ama aynı zamanda progresif rock, singer-songwriter işleri, caz, füzyon, klasik müzik gibi türlerle de ilgileniyordum. Başından beri sınırsızca müzik yapamayacaksam bir grupta yer almam mümkün değildi. Kim bize sınır koyabilir ki? Zaten o zamanlar hayranımız da yoktu. Her şeyi kendimiz için yapıyorduk. Referansımız yoktu, sadece sevdiğimiz müziği yaratmaya çalışıyorduk ve daha ilk dönemlerden itibaren değişmeye başladık. İlk albüm ikinciye benziyor belki ama sonra yön değiştirdik, bir daha değiştirdik, sonra yine... Hep evrim geçirdik ve ben bunu her zaman sevdim.”

Mikael Åkerfeldt, sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Benim için köklere sadık kalmak gibi bir şey yok çünkü bizde öyle bir kök anlayışı hiçbir zaman olmadı. Belki başka gruplar için geçerlidir ama bizde değil. Bizim asıl kökümüz sürekli evrilmektir.”

Opeth, geçtiğimiz Mart ayında Stockholm’de düzenlenen İsveç’in saygın müzik ödüllerinden Grammis’te “En İyi Hard Rock/Metal” kategorisinde ödüle layık görülmüştü.

Grubun on dördüncü stüdyo albümü "The Last Will And Testament", Kasım ayında Reigning Phoenix Music/Moderbolaget etiketiyle yayımlandı. Albümdeki tüm şarkılar Mikael Åkerfeldt tarafından yazılırken, şarkı sözleri Klara Rönnqvist Fors (THE HEARD, ex-CRUCIFIED BARBARA) ile birlikte hazırlandı. Yapımcılığını Åkerfeldt ve Stefan Boman (GHOST, THE HELLACOPTERS) üstlendi. Kayıtlar Stockholm’deki Atlantis ve Hammerthorpe stüdyolarında tamamlandı.

Albümde yaylı düzenlemeler Åkerfeldt ve progresif müzik dünyasının önemli ismi Dave Stewart (EGG, KHAN) tarafından yapılırken, kayıtlar Londra’daki Angel Studios’ta gerçekleşti. Kapak görseli ise Opeth’in uzun süredir birlikte çalıştığı Travis Smith imzasını taşıyor ve Stanley Kubrick’in ikonik “Overlook Hotel” fotoğrafını andıran bir etki yaratıyor. Mastering ve plak kesimi ise efsanevi Abbey Road Studios’ta Miles Showell tarafından gerçekleştirildi.

Albümde sürpriz isimler de yer alıyor: Jethro Tull’dan Ian Anderson, “§4” ve “§7”de flüt performansıyla, “§1”, “§2”, “§4” ve “§7”de ise anlatıcı olarak katkı sağlıyor. Europesolisti Joey Tempest, “§2”de geri vokalleri üstlenirken, Mikael Åkerfeldt’in en küçük kızı Mirjam Åkerfeldt, “§1”de mistik sesiyle yer alıyor.

Ayrıca, albümle birlikte OPETH’in yeni davulcusu Waltteri Väyrynen de ilk kez stüdyo kaydında gruba dahil oldu. Väyrynen, 2022 yılında Opeth’e katılmıştı.

Yeni albüm ve müzikal evrimle birlikte Opeth, her zamanki gibi sınır tanımadan ilerliyor.



 
 
 

Comentários


Rock ve Metal Haberleri İçin Abone Olun!

RÖPORTAJLAR

LİSTELER

YENİ ÇIKANLAR

  • White Facebook Icon
  • Instagram - Beyaz Çember

Kritikzine 2024 by Kritik Records © Tüm Hakları Saklıdır

ALBÜM KRİTİKLERİ

HAKKIMIZDA

Rock metal haberleri, röportajları, albüm incelemeleri içeren güncel müzik portalı

bottom of page