top of page
  • Yazarın fotoğrafıAyça Beyazsac

NEDEN GENÇLER ASFALT YOLDA YÜRÜMEK İSTEDİ?

Metal müzik bitti muhabbeti yaklaşık 20 yıldır yapılıyor. Ancak durum biraz farklı. İnsanlar büyüdükçe ruhlarından vazgeçiyor gibi görünüyorlar, fakat eş zamanlı olarak bir yerlerde bir ergen metal müziği keşfedip kanına bu zehri çekiyor. 😊



Pekiii, geçmişten bugüne metal müzik neden sadece bir müzik türü olmanın yanı sıra yaşam tarzımızı, dünya görüşümüzü etkileyen bir fenomen haline geldi? Hepimiz odamızda tek başımıza kulaklıkla dinlediğimiz şarkıları konserlerde binlerce kişiyle tek bir ağızdan söylediğimizde yaşadığımız eargasmı unutur muyuz? Gözleri dolup ağlayan sadece ben olamam herhalde. Yalnızım sanıyorsun ama yanında 10 binler var. Şarkılar söylemeden de büyüyebilir miydik?


Araştırmalara göre, metal müzik dinleyen bireylerin toplum içinde sorunlu olmaya yatkın olduğu sıklıkla öne sürülüyor. Ancak benim görüşüm tam tersi. Agresif müzikle büyüyen insanların sorunlarla baş etme yöntemleri daha çeşitli ve yaratıcı olabilir. Bir metal konserine gittiğinizde, kendinizi büyük ihtimalle akademisyenler, bilim insanları, bilgisayar programcıları ve girişimcilerle çevrili bulursunuz. Genellikle kafalarını sallayanlar, çocukluklarında dışlanmış ve dünyayı farklı bir açıdan gören insanlardır; müzik ve kitaplarda teselli bulmuşlardır.

Metal müzik, kompozisyon olarak toplumun entelektüel kısmı tarafından sahiplenilen klasik müzikle de benzerlikler taşır. Hatta neoklasik metal bu benzerliği çok net bir şekilde ortaya koyar (Bkz:Jason Becker). Ancak metal müziğin sadece bir müzik türü olmanın ötesinde bir kültürel fenomen haline gelmesinin nedenleri çok daha derindir.

Açalım biraz sesi…



Kitleler neden metal müziğe bu kadar ilgi duyuyor? Metal müzik, yalnızca teknik yetenek ve güçlü seslerle değil, aynı zamanda toplumsal ve kişisel anlamda derin bir bağ kurma yeteneğiyle de dikkat çekiyor. Metalin evrensel temaları, öfke, isyan, umutsuzluk ve dayanışma gibi duyguları işleyişi, birçok insanın yaşantılarındaki duygusal zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olabiliyor. Bu, dinleyicilere bir tür özgürleşme ve kendilerini ifade etme yolu sunuyor.


Örneğin, Slipknot'ın "Duality" şarkısı, içsel çatışma ve kimlik bunalımını güçlü bir şekilde ifade ediyor. Slipknot'ın sahne performansları ve yoğun enerjileri, dinleyicilere adeta bir terapi sunarak müziklerinin zihinlerinde ve duygularında derin izler bırakmasına neden oluyor. Nightwish'in "Ghost Love Score"u ise, gotik temalar ve büyük orkestrasyonlarıyla metal müziği epik bir deneyime dönüştürüyor. Nightwish, metal müziğe entelektüel bir derinlik katarak, dinleyicilere hem duygusal hem de düşünsel bir yolculuk sunuyor.


Bir diğer örnek de Tool'un "Lateralus" albümüdür. Tool, karmaşık yapıları ve derin sözleriyle dinleyicilerine bireysel keşif ve kendini anlama süreçlerinde ilham veriyor. Albümün şarkıları, metaforlar ve felsefi temalarla dolu, bu da metal müziğin entelektüel bir yönünü sergiliyor.


Metal müziğin topluluk oluşturma yeteneği de önemli bir faktör. Metal konserleri yalnızca müzik dinleme değil, aynı zamanda bir araya gelme ve ortak bir deneyim yaşama fırsatı sunar. Bu etkinlikler, topluluk duygusunu güçlendirir ve bireylerin kendilerini bir grup içinde hissetmelerine yardımcı olur. Metal müziğin bu topluluk oluşturan yönü, dinleyicilerin kendilerini ifade etme ve birbirleriyle bağlantı kurma ihtiyaçlarını karşılar.

Sonuç olarak, müzik güçlü bir ifade aracı ve toplumsal bir bağ oluşturma yolu olarak kalmaya devam ediyor. Kitlelerin bu müzik türüne olan ilgisi, sadece ritim ve melodiyle değil, aynı zamanda duygusal ve entelektüel bir bağ kurma yeteneğiyle de ilgili. Müzik, dinleyicilere kendilerini bulma, ifade etme ve topluluk içinde yer alma fırsatı sunarak, müzik dünyasında sağlam bir yer ediniyor.


BU GÜRÜLTÜ NE ? KAFAYI MI YEDİNİZ?

Metal müzikle ilgilenmeyenler, bu türün ne kadar çeşitlilik içerdiğini öğrenince büyük ihtimalle şok olurlar. Wikipedia’da, her biri kendi alt türleriyle birlikte toplam 27 farklı alt tür bulabilirsiniz.

Genellikle metal müziğe uzak olanların tepkisi, "iğrenç bir kuru gürültü" şeklinde olur. Ancak, bu görüş genellikle metal müzisyenlerinin dünyadaki en teknik yetkin ve yetenekli sanatçılar olduğunu fark etmeyenler tarafından dile getirilir. Metal müzik, sadece çığlık ve gürültü değil, özenle hazırlanmış, teknik beceri ve yaratıcı düşünce gerektiren bir sanat formudur.


Biraz daha derine inmek isteyenler için, metal müziğin gerçek doğasını anlamak mümkündür. Örneğin, Dream Theater'ın karmaşık ve virtüöz şarkı yapıları, dinleyicilere sadece güçlü bir müzik deneyimi değil, aynı zamanda ciddi bir teknik beceri sunar. Bu grup, prog metal türünde, uzun ve sofistike şarkı yapılarıyla dikkat çeker. Meshuggah'ın karmaşık ritim yapıları ve “djent” tarzı, metal müziğin ne kadar inovatif ve entelektüel olabileceğini gösterir. Ayrıca Gojira'nın çevresel ve sosyal temaları işlediği parçaları, metal müziğin sadece teknik değil, aynı zamanda tematik derinliklere de sahip olduğunu kanıtlar.


Devin Townsend’in deneysel projeleri, metal müziğin sınırlarını zorlayan ve sürekli olarak yenilikçi fikirler sunan bir sanat formu olarak geliştiğini gösterir. Townsend’in çalışmaları, metalin dinamik yapısının ne kadar geniş ve çeşitli olabileceğini ortaya koyar.


Aynı şekilde, Tool’un şarkı yapıları ve sözleri, metal müziğin sadece agresif bir dış görünüşten ibaret olmadığını, aynı zamanda entelektüel bir deneyim sunduğunu vurgular.

Metal müziğin gürültü değil, bir sanat formu olduğunu anlamak için bu grupların ve projelerin dinlenmesi önemlidir. Metal, sadece teknik becerileriyle değil, aynı zamanda yaratıcı yapıları ve derin temalarıyla da müzik dünyasında devrim niteliğindedir. Dinleyicilere müzikte gerçek bir deneyim sunar. Bu kimsenin göz ardı etmemesi gereken bir gerçektir.

Yazıyı Devin Townsend efsanesiyle sonlandırıyorum. Yüksek ses ve gürültüyle kalınız :)




1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

1 commentaire


Sevde Katıkcı
Sevde Katıkcı
16 août

Harika!

J'aime
bottom of page