top of page
Yazarın fotoğrafıYağmur Barçın Firik

Patriyarkaya Karşı Sahnedeki Kadınlar: Bikini Kill’in Hikayesi

Bugünlerde yazı yazmak o kadar da kolay olmuyor aslında. En azından ben yazı yazmakta zorlanıyorum. Son dönemde bir kadın olarak dinlediğim gruplar genellikle kadın müzisyenlere ait oluyor. Çoğumuzun feminist rage listelerinde istisnasız bulunan o grubu konuşacağız bugün: Bikini Kill.





Kadın olmanın, en azından punk camiasında kadın olmanın en zor olduğu dönemlerden biri olan 1990'larda Amerikalı bir punk grubu ortaya çıkıyor. Grubun üyeleri arasında söz yazarı Kathleen Hanna, gitarist Billy Karren, basçı Kathi Wilcox ve davulcu Tobi Vail bulunuyor. Tobi Vail, hepimizin bildiği Smells Like Teen Spirit'in öznesi olan bir kadın. Ama punk camiasında tabii ki de bu şarkının öznesinden daha fazlası. (Magazin bildirisi bitti.)




Bikini Kill’i anahtar kelimelere ayıracak olursak: Feminizm, Punk ve elbette Riot Grrrl Hareketi olur. Riot Grrrl Hareketi, 80'lerin punk oluşumunun içinde peydah olan fakat 90'larda su yüzüne çıkan; dominant erkek ortamına baş kaldıran punk feminist hareket olarak tanımlanabilir. Bu hareketin başında Bikini Kill bulunuyor desek yanlış olmaz.




Müzik camiası her zaman kucaklayıcı bir camia olmamıştır. Özellikle de punk camiası, ilk çıktığında fazlasıyla erkek egemen bir camiaydı. Yoğun cinsel tacizlerden dolayı görünmeyen kadınlar, alenen punk camiasından dışlanıyor ve ötekileştiriliyordu. Bundan dolayı Riot Grrrls Hareketi'ni, belki de müzik camiasının gördüğü en büyük devrimlerden biri olarak nitelendirebiliriz.




Bikini Kill’in üyelerinden Tobi ve Kathleen, kendi fanzinlerini yazarak devrim ateşini yakmış bile bulunuyordu. Çıkardıkları fanzin olan "Bikini Kill", 1990 yılında aynı isimli Bikini Kill grubunu doğurdu. Hayatları boyunca her başarılı erkeğin arkasında bulunan kadınlar, bu sefer sahnenin önünde ve asıl karakter olarak sahnede bulunmaya başladılar. Punk camiası için bu, devrim niteliğinde bir hareketti çünkü Sex Pistols ile büyümüş, gördüğü tek kadının Joan Jett olduğu bir hikayede marjinal üç kadının ( ve gitarist Billy) sahneleri inanılmazdı ve gerçek anlamıyla PUNK’tı. Kadınların sesini duymak zorundaydınız ve bu sefer o uyduruk saç kesimlerinizle ve akoru bozuk, telleri kopmuş gitarlarla kadınların önünü asla kapatamazdınız.




Bikini Kill, konserlerinde kadın dinleyicilere sahnenin önüne gelmeleri için cesurca çağrıda bulundu. Bu çağrı, erkek egemen müzik kültürüne meydan okuma ve kadınların görünürlüğünü artırma çabasıydı.

Grubun müziği sadece melodik bir deneyim sunmakla kalmayıp aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliği, cinsiyetçi şiddet ve kadınların maruz kaldığı baskılara dair güçlü bir mesaj taşıyordu. Bu bağlamda Bikini Kill’in şarkıları, kadınların bastırılan seslerini yükseltme amacını taşıdı ve feminist bir direnişin simgesi haline geldi. Rebel Girl, hala orijinalliğini koruyan feminist bir parça olarak playlistlerimizde bulunmakta. Şarkı sözleriyle dinleyicilerine "Senin yanında olan, seni seven bir kız isyan eder!" diyerek kadınlar arasında bir dayanışma çağrısı yapıyordu.




Bikini Kill, kadınların bir araya gelerek toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve ataerkil sisteme karşı savaşabileceklerini gösteriyordu. Bikini Kill’in bu tutumu, kadınları toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı harekete geçmeye teşvik etti. Özellikle Double Dare Ya gibi şarkılar, kadınların cesur olmalarını, kendilerini ifade etmelerini ve özgürlük için mücadele etmelerini salık veriyordu. Kadınların toplumsal normlara ve erkek egemenliğine karşı durmalarını açıkça dile getiriyordu.


“I Hate Danger” ise her kadının gözünü açtığından beri karşılaştığı zorlukları anlatan bir şarkı olarak ortaya çıkıyor. Uzun uzun şarkı sözünde subliminal aramaya gerek bırakmıyor aslında. Bugünlerde her ne kadar sadece yaşamak eylemini yerine getirmek konusunda mücadele versek de I Hate Danger bize korkusuzca yaşamanın savaşını vermemiz gerektiğini salık veriyor. Zira patriyarka varolmak için bizim yaşamımıza ihtiyaç duyuyor, tıpkı punk camiasının sükseli sahne şovlarının arkasında yatan yoğun tacize ihtiyaç duyması gibi…




1997 yılında dağılan grup, 2017 yılında bir turne için tekrardan bir araya gelse de tekrar dağılıyor. Son kez 2019 yılında yine bir turne için birleşen grup, günümüzde etkinliğini korumuyor.


Bikini Kill, aslında diğer grupların aksine dünyanın bir ucundan ithal edilmiş olaylara karşı değil; her kadının yaşadığı evrensel bir derde imza niteliğinde eser bırakıyor. Kadın cinayetlerinin arabesk bir hale gelmemesinin altında yatan bir grup olarak da nitelendirilebilir. Belki de Bikini Kill’i diğer rock, grunge, punk gruplarından ayıran yegane özelliklerinden biri de budur.



Bikini Kill, bugünlerde çokça gördüğümüz o yazının belki de yansımasıdır bize: Gidenlerden kalanlara direniş miras kalacak.


Gece karanlıktan korkmak zorunda kalan her kız kardeşime saygıyla...

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page