Yıllar önce Youtube'da bir tesadüf eseri keşfettiğim Midsommer parçasından beri playlistimin derinliklerinde olan Danimarkalı folk metal grubu Svartsot'un diskografisini tekrardan keşfe çıktığım sıralarda, içimden grup hakkında bir yazı yazıp daha çok kişiye tanıtasım geldi.
Metal müzik ile halk müziğini birleştiren, geleneksel metal müzik enstrümanlarının yanı sıra gayda, akordiyon, üflemeli çalgılar gibi çeşitli enstrümanlar kullanılan folk metalin en sevdiğim temsilcilerinden biri olan Svartsot hakkında internette çok kapsamlı bir röportaj bulamamıştım ve aklımda bazı sorular vardı. Kendilerine ulaştığım zaman, sorularımı cevaplamayı kabul ettiler. Kendilerine tekrardan teşekkür ederim!
Grubun kurucusu, gitaristi, bestecisi ve söz yazarı olan Cris J.S. Frederiksen sorularımı cevapladı.
Öncelikle, bir çok kişi müziğinizde hem folk enstrümanları (flüt, tulum vb.) hem de metal müzik elementleri olduğu için yaptığınız müziği “folk metal” olarak tanımlıyor. Siz kendi yaptığınız müziği nasıl tanımlardınız? Bu türü icra etmek nasıl aklınıza geldi?
Biz de kendi müziğimizi folk metal olarak tanımlıyoruz. Folk enstrümanlarının dışında çok fazla halk hikayelerinden, şarkılarından, kültüründen ve efsanelerinden esinlenmiş melodiler ve sözler yazıyoruz. Hatta son albümümüz için eski halk şarkılarını kendimizce yorumladığımız bir koleksiyon denilebilir. Ayrıca müziğimizde çok fazla orta çağ etkisi var.
Folk metal tarif edilmesi zor bir tür gerçi çünkü herhangi bir metal türünün aklınıza gelebilecek her türden halk müziğiyle birleşimi olabilir. Biz genel olarak melodik death metal türünü temel alıyoruz, ama heavy, power ve black metal türlerinin de müziğimize etkileri var.
Bu türü çalma kararımız aslında Svartsot’tan da öncesine dayanıyor. Ben 80’lerin ortasında gitar çalmaya başladığımdan beri metali de folk müziği de çaldım. Bu türleri ilk kez birleştirmeyi denediğimde 1991 yılıydı ve ben daha 13 yaşındaydım! Bu folk rock diye bir türün olduğunu bilmeden, hatta Skyclad’ı duymadan önceydi. 2004’ün ortasında Skoll isimli bir black metal grubu kurduk, ismi Nors mitolojisinde Ragnarok geldiğinde güneşi yutan kurttan geliyor ve basçımız Finntroll gibi o dönem popüler olan grupların da yaptığı şekilde folk melodilerini müziğimize katmamızı önerdi. Biz de bunu yaptık. Yaklaşık 6 ay sonra kadroyu biraz değiştirdik, daha çok death metalden ilham aldık ve Svartsot olduk.
Şarkılarınızın sözlerini kim yazıyor? Hiç Danca yerine İngilizce sözleri olan bir şarkı yapmayı düşündünüz mü?
Söz yazarları zamanla değişti. Tüm albümlerin söz yazımında ben vardım. Diğer grup elemanlarıyla da sıkça çalıştım ama ilk iki albümdeki ana söz yazarı bendim, ilk ritim gitaristimiz de birinci albümümüzde sözlerde yardımcı olmuştu gerçi. 2009-2017 yıllarındaki basçımız James Atkin’in olduğu albümlerde sözler üzerinde birlikte çalıştık. Şarkılar için birlikte bir tema belirleyip sözleri planlardık. James, Yorkshirelı olduğu için önce İngilizce yazıyordu, ben de sonrasında Dancaya çevirip düzenliyordum. 2022’de çıkan son albümümüz Kumbl’daki gerçek halk şarkılarına ek olarak vokalimiz Thor Bager albümün birkaç bölümündeki sözleri yazdı. Şu an üzerinde çalıştığımız albümde de Thor yazmaya devam ediyor. Son değişiklikleri de yapıp bittiği zaman birlikte inceliyoruz, yani şu anda da sözlerin yazımında etkim var.
Facebook - fravn_photography
Grubun ismi Svartsot ne anlama geliyor?
“Svartsot” kelimesi, siyahın günümüz Dancasında kullanılmayan bir yazımından (günümüzde “sort” kullanılıyor) ve eskiden hastalık anlamına gelen “sot” kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Dancada bileşik kelimeler kullanılır, böylece ikisinin birleşimi “kara hastalık” anlamına gelen tek bir kelime oluyor. Çoğu Dan, bunu yanlış bir şekilde veba veya hıyarcıklı veba zannediyor ama aslında bu cildin karardığı ve hastanın genellikle karaciğer yetmezliğinden vefat ettiği bir sarılık türüdür. İngilizcede bu hastalık “black jaundice” veya “heidan disease” olarak adlandılır ve siroza benzerdir. Çok içmek bu hastalığa yol açabildiğinden bunun bir folk metal grubu için biçilmiş kaftan olduğunu düşündük.
2022’deki bir röportajda Thor ve Frederik’in öğretmen olarak yeni bir mesleğe adım attıklarını söylemiştiniz. Öğretmenlik nasıl gidiyor? Öğrencileri müziklerini seviyor mu? Ayrıca sen (Cris) de o sıralarda arkeoloji okuduğunu belirtmişti, bence bunun bir sanatçı için faydaları olabilir, şu ana kadar bir avantajını gördün mü?
Doğru, Thor ve Frederik Uglebjerg öğretmenlik eğitimi aldılar. Thor çok küçük yaştaki çocuklara eğitim verdiğinden onları müziğimize maruz bırakmaktan kaçınıyordur bence. Frederik ise prodüktörlük yapmak için öğretmenliği bıraktı sayılır, son albümümüzü kaydetti, mixledi ve masterladı. 2022’de gruptan ayrılmasının sebebi de bu meslek değişimiydi. Ayrıca Simon Buje ve Michael Alm pedagoji alanında çalışıyorlar ve Michael’ın çalıştığı genç insanlardan bir kısmı kesinlikle gruptan haberdardır ama sanırım o da günlük hayatındaki mesleği ve grubu arasında profesyonel bir ayrım yapmayı tercih ediyor.
Bana gelecek olursak, evet, birkaç yıl önce yüksek lisansımı yaptım ve uzun yıllar demircilikle uğraştıktan sonra artık profesyonel bir arkeolog oldum. Arkeolojinin grup ya da müzik üzerinde bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Her zaman arkeoloji ve folk müzikle ilgileniyordum, belki ikisinin de geçmişe bağlanıyor olması onları birbiriyle ilişkilendiriyordur. Belki de geçmişe olan merakımdan dolayı onlara ilgi duyuyorumdur fakat meslek değişimimden sonra şaşırtıcı bir şekilde birçok arkeologun bizi dinlediğinin farkına vardım.
Şarkılarınızı dinlediğim zaman, oyunun kendisi de kurgusal bir şekilde Nors mitolojisi ve kültürel ögelerini temsil ettiği için aklıma Skyrim geliyor. Skyrim’i seviyor musunuz veya genel olarak oyun oynar mısınız?
Bu soruyu oldukça eğlenceli buluyorum. İnsanlar sıklıkla müziğimizi oyun müzikleriyle kıyaslamıştır ve Skyrim’in bazı müziklerini de biliyorum, birkaç yıl önce insanların coverlayıp YouTube’a koyması trend olmuştu ama Svartsot’un tek bestecisi olarak oyun müziklerinden etkilenmediğimizi söyleyebilirim. Şahsen oyun bile oynamıyorum. Belki onlar için müzik yazarak bir ek iş kovalayabilirim gerçi.😉
Hiç Türkiye’yi ziyaret ettiniz mi? Burada çalmanızı çok isteriz, Türk dinleyicilere söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Hayır, hiç ziyaret etmedik. Seneye, grubumuzun 20. yıldönümü, yayınlayacağımız albümümüzden sonra ziyaret etsek hoş olurdu. Türkiye’yi hiç bir zaman folk metal ile özdeşleştirmedim ama Metal Archives’te birkaç Türk folk metal grubu var ve bazıları gerçekten ilgi çekici! Ayrıca bazı istatistiklerde Türkiye’de iyi sayıda dinleyicimiz olduğunu da görüyorum, yani yakında ziyaret etmemiz çok da uzak bir ihtimal değil. Bakalım ayarlayabilecek miyiz, sizinle bir iki şişe Efes içmek için bir barda buluşmayı isteriz!
Cevaplar için tekrardan özellikle Cris Frederiksen'e teşekkür ederim, sizlere de özellikle folk metal seviyorsanız Svartsot'a bir şans vermenizi tavsiye ederim!
コメント